" Fıkıh "
Henüz yorum yapılmamış.
Yırtık giyinmek caiz değil midir?
İç çamaşır bile olsa yırtık giymek caiz değil diye duydum doğru mudur ?
Cevap:
Değerli Kardeşimiz;
Her müslümanın avret yerlerini örtecek ve kendisini olumsuz hava şartlarından koruyacak kadar giyinmesi farzdır. Giyimde esas olan orta yollu olmasıdır. Müslümanlığın şeref ve izzetine yakışmayacak derecede eski, pis, yırtık sökük giyinmek elbette caiz olmaz. Ebu'l- Ahvas'ın babası Mâlik b. Nadle'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Eski bir elbise ile Peygamber'e (asm) varmıştım. (Bana): "Senin (zekat verecek kadar) malın mülkün var mı?" diye sordu. "Evet" cevabını verdi(m). "Hangi (cins) maldır?" diye sordu.
Allah bana deve, koyun, at ve köle verdi, diye cevap verdi(m).
Allah sana bir mal verdiği zaman Allah'ın nimetinin ve ikramının iz(ler)i senin üzerinde görülsün" buyurdu. (Nesaî, zine 54: Ahmed b. Hambel 73)
Hadis-i şerif, maddî imkanı olan kimsenin yeni elbise giymesinin müstehap olduğuna delalet etmektedir. Hali vakti yerinde olduğu halde, başkalarının dikkatini ve merhametini celbedecek şekilde eski elbiselerle gezmek; hal diliyle, Allah'ın verdiği nimetleri inkar etmek, dilenmek ve Allah'ı kullara bin nevi şikayet etmek anlamına geldiğinden doğru bir hareket değildir. Nu'man b. Beşir'den rivayet olunduğuna göbe, Peygamber (asm): "Aza şükretmeyen çoğa da şükretmez. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah'a teşekkür etmez. İnsanın kendisine verilen nimeti itiraf etmesi şükürdür. İtiraf etmekten kaçınması ise küfrân-ı nimettir" buyurmuştur. (Kurtubi, Cami'li ahkümi'l Kuran XX 102.)
Güzel ve temiz kıyafetler varken eski-püskü kıyafetlerden imkan nisbetinde kaçınmak gerekmektedir.
Hz. Cabir (ra) anlatıyor: "Resulullah (asm), bize binek hayvanlarımızı güden bir adamımızı gördü. Üzerinde eskimiş (çizgili) iki parçalı giysi vardı. "Onun bu eskilerden başka giyeceği yok mu?" buyurdular. Evet var dedim. Çamaşır torbasında iki giysisi daha var, ben onları giydirmiştim." "Öyleyse çağır onu da, bunları giysin!" emrettiler. (Çağırdım, emr-i Nebeviyi söyledim, o da onları giyindi. Geri gitmek üzere dönünce, Aleyhissalâtu vesselâm:
"Nesi var (da bu yenileri giymiyor?) Allah boynunu vurasıca! Bu daha hoş değil mi?" buyurdular. Adam bu sözü işitti ve: "Allah yolunda mı (boynum vurulsun) ey Allah'ın Resulü?" dedi.
"Evet buyurdular, Allah yolunda!" Adam Allah yolunda öldürüldü. [Muvatta, Libas 1, (2, 910).]
Hz. Cabir bu hadisenin bir sefer sırasında (Enmar Gazvesi'nde) cerayan ettiğini belirtir. Yani savaş sırasında bile olsa, çoban bile olsa eskipüskü pejmürde (eski-yırtık) bir kıyafetten imkan nisbetinde kaçınılmalıdır. İslam uleması, nususun karinesine dayanarak kıyafetin insan ruhuna tesir edeceğini kabul etmiştir.
Rasulullah her zaman güzel ve temiz giyinmeye özen göstermiş, kıyafetleri eskiyip yırtıldığında ise mutlaka yama yapmışlardır.
Hz. Enes (ra) anlatıyor: "Resûlullah (asm) yün elbise, yamalı ayakkabı ve cidden sert mi sert elbise giydi."
Ebu Bürde İbnu Ebî Mûsa el-Eş'arî anlatıyor: "Hz. Aişe’nin (ra) yanına girdim. Bana yamalı bir giysi ve kaba bir izar çıkardı ve "Resûlullah (asm) şu iki (parça)nın içinde vefat etti!" dedi." (Buhâri, Humus 5, Libâs 19; Müslim, Libâs 35, (2080); Ebu Dâvud, Libâs 8, (4036); Tirmizî, Libas 10, (1733).)
Hz. Âişe (ra) anlatıyor: "Resûlullah (asm) buyurdular ki: "(Ey Âişe! Cennette) benimle olman seni mesrur edecekse sana dünyadan bir yolcunun azığı kadarı kifâyet etmelidir. Sakın zenginlerle sohbet arkadaşlığı etme. Bir elbiseye yama vurmadan eskimiş addetme." [Tirmizî, Libâs 38, (1781).]
Ebû Ümâme İbnu Sa'lebe el-Ensârî (ra) anlatıyor: "Resûlullah'ın (asm) yanında dünyayı zikretmişlerdi. Buyurdular ki: "Duymuyor musunuz, işitmiyor musunuz? Mütevâzi giyinmek îmandandır, mütevâzi giyinmek imandandır!" [Ebû Dâvud, Tereccül 1, (4161); İbnu Mâce, Zühd 22, (4118).]
Resûlullah (asm) bu hadislerinde mümine sâde ve mütevazi giyinmeyi tavsiye etmektedir. Dünyada söz edilen bir sohbette te'kîdli bir üslubla kılık kıyafette sadeliğin tavsiye edilmesi, giyimin "dünya"ya ait bir keyfiyet olduğunu gösterir.
Mütevâzi olarak tercüme edilen bezâze kelimesini, İbnu'l-Esîr kıyafetce düşüklük, bayağılık olarak açıkladıktan sonra bundan maksadın "elbisede tevâzu olduğunu, fazlalığı terk olduğunu" belirtir. Kılık kıyafette, günümüzde olduğu gibi, bir moda yarışı ile eskimeden elbise atmanın dînen te'yîd edilen bir yönü yoktur. Tevâzu ve sâdelik esastır, ancak bunu "pejmürdelik" olarak da anlamamak gerekir.
Gelire muvafık olarak giyinmeyi dînimiz tecvîz etmiştir. İmkân sahiplerinin de israfa mahal vermemek için tevâzu ve sâdeliği tercîh etmeleri dinin tavsiye ettiği sırat-ı müstakîm olmaktadır. (Kütüb-i Sitte)
Allah’a emanet olunuz. Kaynak: https://www.sorusorcevapbul.com - Yırtık giyinmek caiz değil midir?