" Zekat "
Henüz yorum yapılmamış.
Ziraat mahsullerinin ve meyvelerin zekatında ölçü nasıldır?
Zirai mahsullerin ve meyvelerin zekatı nasıldır?
Cevap:
• Ziraî mahsullerden ve meyvelerden zekat vermek farzdır.
• Bunun farz olmasının sebebi : Arazinin verimli olması ve haraç arazisi olmamasıdır.
• Yerin (hakikaten veya taktiren) yerleşme sebebi ile verimli olması, zekat almanın sebebidir.
• Mekanlaşmak olur da, ekip - biçme olmazsa, bu araziden zekat alınmaz; ancak haraç alınır.
• Ziraata bir afet dokunduğu zaman, zekat alınmaz.
• Ziraî mahsullerden ve meyvelerden zekat almanın rüknü; temlikdir. Yani, arazinin sahibi olmaktır.
Bu zekatın, vücubunun şartı ikidir:
1- Ehliyet sahibi olmak. Yani, Müslüman olmak. Bu ilk şarttır ve bunda ihtilaf yoktur.
Öşrün farz olduğunu bilmek de gereklidir.
Akîl ve Bulûğ, öşrün vücubunun şartlarından değildir. Hatta, zekat, çocukların ve delilerin arazilerinden de alınır. Çünkü o arazide de rızık olma manası vardır.
Keza, üzerinde zekat borcu var iken ölen kimsenin terekesinden bu borç alınır. Zekat ise, böyle değildir.
Keza yerin mülk olması da, zekatın vücubu için şart değildir.
Vakfedilmiş arazilerin de zekatı alınır.
2- Yerin mahallî olması da, zekatın vücubu için şarttır. Bu ise, arazinin zekat arazisi olması demektir. Hariçte bulunan, haraç arazileri için zekat yoktur.
• Odun, ot, kamış, yılgın ağacı ve hurma dalı için de, zekat yoktur. Çünkü bunlardan dolayı arazinin verimi artmaz. Aksine bunlar araziyi ifsat ederler. Ancak, bunlardan istifade edilirse veya arazide olan çınar ve benzeri gibi ağaçlar kesilip satılırsa; bunların da zekatını almak icab eder.
• İmam Ebu Hanife'ye (ra) göre, yerden çıkan her şeyin öşrünü vermek icab eder. Buğday, arpa, darı, pirinç ve her çeşit hububat ile bakliyat; reyhanlar, güller, şeker kamışları, tutyalar, kavun, karpuz, hıyar, patlıcan, boya otu ve bunlara benzeyen şeyler; meyve ağaçlarının meyveleri az olsun, çok olsun, bunların hepsinin de öşrü verilir.
• Bunların yağmur suyu ile veya akar su ile sulanmaları da eşittir. Keza bunların bir toplamaya baliğ olup olmamaları da müsavidir. (Bütün bunlar İmamı Azam Ebu Hanife'ye (ra) göredir.)
• Pamuktan ve pamuk tohumundan da zekat almak icab eder. Çünkü, bunlardan her biri, aranılan şeylerdendir.
• Cevizden, bademden, kimyondan ve kişniş otundan da zekat almak icab eder.
• Bal, zekat arazisinden elde ediliyorsa; ondan da, zekat alınır.
• Dağlarda biten ağaçların meyveleri toplandığı zaman, onların da öşrü alınır.
• Yere tabi olan ağaçlardan çıkan katran ve ağaç sakızlarından Zekat alınmaz. Çünkü, bunlardan faydalanmak maksut değildir.
• Sadece ziraat ve tedavi için kullanılan tohumların hepsi (Karpuz tohumu, kavun tohumu, anason tohumu ve çörek otu tohumu gibi) zekata tabidir. Ziraat veya tedavi için olmayan tohumlar için ise, Zekat yoktur.
• Keten, kenevir, pamuk sapları, patlıcan, kendir, muz ve incir gibi şeylere de zekat yoktur.
• Evinin önünde (ki avlusunda) meyveli ağacı olan kimsenin, o ağacın meyvesinden dolayı, zekat vermesi gerekmez.
• Dolaplarla veya kovalarla sulanan arazilerden elde edilen bitkilerden nısıf zekat (yani yirmide bir) alınır.
• Bir zekat arazisi,hem yağmur veya nehir suyu ile; ( hem de dolap veya benzeri bir aletle sulanılıyorsa, hangisi ile daha çok sulanıyorsa, ona itibar edilir. Eğer, müsavi bir şekilde sulanıyorsa bu durumda, mükellefin lehine olarak zekatın yarısı ( mahsulatın yirmide biri) alınır.
• Zekat almaya hak kazanmasının za¬manı, İmamı Azam Ebu Hanife'ye (ra) göre, mahsulün çıkıp olgunlaştığı, meyvelerin de yetiştiği zamandır.
• Arazinin öşrünü vaktinden önce vermek caiz değildir. Ancak, bir kimse tohumu ektikten sonra, zekatı verirse caiz olur.
• Eğer bir kimse, tohumu ektikten sonra ve fakat bu bitmeden önce, öşrü verirse, açık olan durum bunun caiz olmamasıdır.
• Meyveler çıkıp, kendini gösterdikten sonra zekat verilmiş olursa, bu durumdaki acele verme hali caiz olur; bundan önce, öşrün verilmiş olması caiz değildir.
• Zekat arazisinin mahsulâtı, hasattan sonra; sahibinin suçu olmadan, harici bir sebeple telef olsa veya çalınsa, bu mah¬sulatın zekatı sakıt ölür.
• Bu mahsulatın, bu şekilde, bir kısmı helak olmuş olsa; o nispette zekatı da azalmış olur.
• Bu mahsulâtı, şayet mal sahibinden başkası helak etmiş, olursa; o şahsa ödettirilir. Bu durumda, mezkûr mahsulâttan Zekat de alınır.
• Bu mahsulat, mal sahibi tarafından imha edilmiş olursa, öşrü mal sahibine ödettirilir. Bu kimse, şayet bir borcunu ödemeden ölür ve bu hususta da bir vasiyeti bulunmazsa, bu zekat ondan sakıt olur.
(Fetva-yı Hindiyye) Kaynak: https://www.sorusorcevapbul.com - Ziraat mahsullerinin ve meyvelerin zekatında ölçü nasıldır?