" Peygamberler "
Henüz yorum yapılmamış.
Alimler peygamberlerin makamına yetişebilir mi?
"Ümmetimin alimleri ben-i İsrail'in peygamberleri gibidir." hadis-i şerifini açıklar mısınız? Alimler peygamberlerin makamına yetişebilir mi?
Cevap:
Değerli Kardeşimiz;
Hadiste İsrailoğullarının peygamberleri ile ümmetin âlimlerinin benzetilmesi vazifeleri itibarıyladır
“Ümmetimin âlimleri ben-i İsrail’in peygamberleri gibidir.” Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ: 2:64; Tecrîd-i Sarîh Tercemesi: 1:107 (Diyânet İşleri Yayınları)
Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’un çeşitli yerlerinde bu hadis-i şerifi zikrederek ümmetin âlimlerinin ehemmiyetlerinin yüklendikleri vazife itibarıyla olduğunu şöyle ifade etmiştir:
“Evet, عُلَمَآءُ اُ مَّتيِ كَاَ نْبِيآءِ بَنيِ اِسْرَآئِيلَ (Ümmetimin alimleri, ben-i İsrail'in peygamberleri gibidir.) fermân etmiş. Gavs-ı Âzam Şâh-ı Geylânî, İmam-ı Gazâlî, İmam-ı Rabânî gibi hem şahsen, hem vazifeten büyük ve harika zatlar, bu hadisi kıymettar irşâdatlarıyla ve eserleriyle fiilen tasdik etmişler. O zamanlar bir cihette ferdiyet zamanı olduğundan, hikmet-i Rabbaniye onlar gibi feridleri ve kudsi dâhileri ümmetin imdadına göndermiş.” (Kastamonu Lahikası)
Şualar adlı eserinde Bediüzzaman Hazretleri sahabe ve tabiinden olan âlim ve evliya zatları zikrederken ümmete gösterdikleri harika irşadatlarıyla (doğru ve yanlışı birbirinden ayırma, hakikati buldurma) bu hadisin sırına mazhar olduklarını bildirmiştir.
“ عُلَمَآءُ اُ مَّتيِ كَاَ نْبِيآءِ بَنيِ اِسْرَآئِيلَ (Ümmetimin alimleri, ben-i İsrail'in peygamberleri gibidir.) sırrına mazhar ve salavatlarda Âl-i İbrahim Aleylisselama mukabil olan Âl-i Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın içindeki büyük evliya ve Hz. Ali (ra) ve Hz. Hasan (ra) ve Hz. Hüseyin (ra) ve Ehl-i Beytin on iki imamı ve Gavs-ı Azam (ks) ve Ahmed-i Rüfai (ks), Ahmed-i Bedevi (ks), İbrahim-i Dessuki (ks), Ebül-Hasan-ı Şazeli gibi aktablar (kutuplar) ve imamlar; ittifakla, hakkalyakin bir itikadla ve keşfiyat ve müşahedatla ve ümmette gösterdikleri harika irşadat ve kerametlerle, risalet ve hakkaniyet ve sadıkıyet-i Muhammediyeye (asm) imanları ve şehadetleri ile imza basıyorlar.” (Şualar, 15. Şua)
Peygamber Efendimiz (asm) son peygamber olduğu ve kendisinden sonrada peygamber gönderilmeyeceği için Cenab-ı Hak her yüz senede bir bu ümmete dini yenileyen, unutulan dini hükümleri hatırlatan müceddid zatlar göndermiştir. Cenab-ı Hak tarafından her asırda gönderilen bu müceddid âlimler (dini yenileyen ve dini uydurma şeylerden temizleyen vazifeli zatlar) ümmeti fitne, fesada düşmekten kurtarmaları ve o asırda insanlığın ihtiyacına uyacak şekilde müminleri doğru yola ulaştırmaları cihetiyle İsrailoğullarının peygamberleri ile kıyaslanmıştır. Çünkü Cenab-ı Hak Peygamber Efendimizden (asm) önce diğer ümmetlere belli aralıklarla peygamber göndererek onlara dinlerini hatırlatmıştır. Ancak Peygamber Efendimizden (asm) sonra başka peygamber gönderilmeyeceği için Allah-u Teala da belli aralıklarla müceddid zatları göndererek dini yenileme vazifesini o âlim zatlara yaptırmıştır.
Peygamberimiz (sav) âlimlerin dini tecdid etme vazifesi yapacaklarını şu hadis-i şerifiyle haber vermiştir:
“Allah her yüz sene başında bu dini tecdid etmek ( yenilemek) için bir müceddidi gönderir( insanlar içinden çıkarır).” (Ebu Davud, Beyhaki)
"Âlimler peygamberlerin vârisleridir" (Buhârî, ilim, 10; Ebû Dâvud, İlim, 1; İbn Mâce, Mukaddime, 17) buyuran Resulullah âlimlerin toplumu yönlendirme hususunda peygamberlere vekil ve halef olduklarını beyan etmiştir.
Anlaşıldığı üzere; hadisteki benzerlikten kasıt vazife itibarıyladır. Risalet kesbî yani çalışılarak kazanılacak bir makam değildir; vehbîdir. Dolayısıyla Allah'ın seçtiği peygamberler dışında herhangi bir kimsenin o makama ulaşması mümkün değildir.
Allah’a emanet olunuz. Kaynak: https://www.sorusorcevapbul.com - Alimler peygamberlerin makamına yetişebilir mi?