" Muhtelif "
1 yorum
Hangi vakitlerde uyumalıyız?
Efendimiz (asm) uyku hakkında ne diyor? Ne kadar uyumamızı tavsiye ediyor? Uyumaktan kurtulmak icin ya da az uyumak icin neler tavsiye ediyor bize?
Cevap:
Değerli Mücahit Kardeşimiz;
Bir Müslüman’ın hayatının her anında rehberi, klavuzu Peygamber Efendimiz (asm) ve sünnet-i seniyye olmalıdır. Elbette o zatın hareketleri ittiba edilecek en güzel numuneler, takip edilecek en sağlam rehberler ve düstur kabul edilecek en muhkem kanunlardır. O'nun (asm) harekatında ifrat yahut tefrit bulunmamakta daima en güzel en orta yol görünmektedir. Uykunun en uygun şekil ve zamanlarını öğrenmek ve uykumuzu bu vesile ile de hayatımızı verimli hale getirebilmek için de elbette Resulullah'ın (asm) bu konudaki adaplarına bakmak gereklidir.
Öncelikle şunu belirtmelidir ki sünnet-i seniyyenin kaynağı üçtür. Peygamber Efendimiz’in sözleri, fiilleri ve halleridir. Uyku adabına dair sünnet-i seniyyelerin bir kısmının kaynağı Peygamber Efendimiz’in (asm) tavsiyeleri olmakla birlikte, bir kısmının kaynağı ise fiilleridir.
Peygamber Efendimiz bize yatsıdan sonra hemen yatmamızı, günün en bereketli vakitleri olan sabah namazından sonraki vakitlerde uyumamamızı tavsiye eder, rızka engel olduğu ve aklı azalttığı konusunda uyarır. Peygamber Efendimiz’in (asm) bu vakitlerde yapılan işler ve bu saatlerde uyanık olanlar için duaları vardır.
“Allah'ım! Ümmetime sabah vaktini bereketli kıl.” (Tirmizi, Ahmed Bin Hanbel)
İbn-i Ömer (ra) anlatıyor:
Resulullah (asm) şöyle dua buyurdular:
“Allah’ım, ümmetine, günün ilk vakitlerin(de yaptıkları iş)i bereketlendir.”
Gündüzün tam ortasındaki kaylule uykusu evliya ve enbiyaların ahlakından, gündüzün sonunda (ikindiden sonra) uyumanın ise tembellik olduğunu haber vermektedir.
Peygamber Efendimiz (asm) çok uyumaya ve miskinliğe karşı ümmetini uyarmıştır
“Ümmetimin üzerine korktuklarının en korkuncu; Karnının büyüklüğü, uykuya devam, tembellik ve yakinin zayıflığıdır.” (Cabir, Ramuz El Ehadis)
“Şeytanın sürmesi de vardır. Yalayıp, koklayıp, keyiflenecek şeyi de vardır. (Besmeleyle yersen şeytanın zayıflar.) Uykuyu çok uyursan gözleri sürmeli olur. Yalanın varsa yalanır. Ve öfkelendiğin kadarda enfiyesini çeker.” (Enes, Ramuz El Ehadis)
Peygamber Efendimiz’in uyku adabında sadece dikkat edilmesi gereken mesele uyku miktarı değil, aynı zamanda hangi vakitlerde uyuyup, hangi vakitlerde uyanık kaldığıdır. Zira uykunun verimli olduğu vakitleri yakalamak çok önemlidir.
Peygamber Efendimiz’in (asm) uyku vakitleri:
Gece uykusu:
“Fahr-i Kainat Efendimiz, yatsı namazından önce yatmazlar, namazdan sonra da oturmazlardı. Ancak düğün merasimi olması, misafir bulunması ve teheccüt namazını kılması gibi hallerde, duruma göre geç yatarlardı” (Peygamberimiz'in Şemaili)
El-Esved (ra):
"Ben Aişe'ye:
“Peygamber'in gece namazı nasıldı?" diye sordum. Aişe şöyle cevap verdi:
“Resulullah gecenin evvelinde uyurdu. Gecenin sonunda da kalkar, namaz kılardı.
(Namazdan) sonra da yatağına dönerdi. Müezzin ezan okumaya başlayınca sıçrayıp kalkardı. Eğer kendisine bir ihtiyaç olmuşsa yıkanır, (yıkanmaya ihtiyaç) yoksa abdest alır ve (mescide) çıkardı.” (Buhari)
“Sabah namazını kıldıktan sonra uyumayın, rızkınızı aramaya çalışın!” (Taberani)
“Hak Tela rızıkları, fecr ile güneşin doğacağı vakitler arasında verir.” (Beyhaki)
Kaylule uykusu:
Kaylule öğle vakti 20-30 dakika uyumak demektir. Peygamber Efendimiz öğlen namazından sonra bir miktar uyur, ümmetine “kaylule” denilen bu gündüz uykusunu terk etmemeyi tavsiye ederdi.
“Öğleyin kaylule yapınız. Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde kaylule yapmazlar.” (Müslim)
“Sahur yemeği ile gündüz tutacağınız oruca; öyle uykusuyla da kaylule teheccüt namazına kuvvet kazanın.” (İbn-i Mace)
“Biz Resulullah'la cumayı kılar sonra da kaylule (öğle uykusu) yapardık.” (Buhari, Müslim Ebu Davud)
“Kaylule uykusu sünnet-i seniyyedir. Duha (kuşluk) vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnettir. Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna muadil gelir. Demek, ömrüne hergün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saati, ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilave ediyor.” (Lemalar, 28. Lema)
Kaylule yapan insan, bir sünneti ihya ettiği gibi aynı zamanda dinç olur, gece namazlarını, teheccüdü veya sabah namazını kılacak gücü kendinde bulur.
Peygamber Efendimiz’in (asm) uyumayı uygun görmediği vakitler:
Gaylule uykusu:
Fecirden sonra, ta kerahet vakti bitinceye kadardır. Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadisçe sebebiyet verdiği için, sünnete zıttır. Çünkü rızık için çalışmanın en münasip zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet oluşur. O günkü çalışmaya ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur. (Lemalar, 28. Lema)
“Sabah uykusu rızka manidir.” (Beyhaki)
Feylule uykusu:
İkindi namazından sonra, akşam vaktine kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yani, uykudan gelen sersemlik cihetiyle, o günkü ömrü nevm-âlûd (uykulu), yarı uyku kısacık bir şekil aldığından, maddi bir noksaniyet gösterdiği gibi, manevi cihetiyle de, o gün hayatının maddi ve manevi neticesi genellikle ikindiden sonra ortaya çıktığından, o vakti uykuyla geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor. (Lemalar, 28. Lema)
“Rızıkların dağılması sabah namazından sonra olur. Manevi rızıkların dağılması ise ikindi namazından sonradır. Bu iki vakitte uyumamaya dikkat etmelidir! (El-Envar)
Peygamber Efendimiz’in uykusu nasıldı? Uyku adapları nelerdir?
Uyurken Peygamber Efendimiz’in (asm) adaplarına uymak sünnet-i seniyye sevabı kazandırmakla birlikte, uykuyu Resulullah'ın (asm) uykusuna göre düzenlemeye de yardımcı olacaktır.
Konu hakkında bilgi almak için tıklayınız.
Güne dinç başlamaya vesile; teheccüt namazı
Peygamber Efendimiz (asm) kendisine farz olan gece namazını (teheccüt) asla terk etmez, kılamadığı zaman kazasını yapardı. Bu namazı çokça övmüş, ümmetine tavsiye ederek güne dinç başlamaya vesile olduğunu belirtmiştir.
“Resulullah buyurdular ki:
"Size geceleyin kalkmayı tavsiye ederim. Çünkü o, sizden önce yaşayan salihlerin adetidir; Rabbinize yakınlık (vesilesi)dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere kefarettir, bedenden hastalığı kovucudur." (Tirmizi)
Ebu Hureyre'den (ra):
“Resulullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Sizden biriniz uyuduğu vakit şeytan, onun ense köküne üç düğüm vurur. Her düğümün bulunduğu yere;
"Haydi uyu, gecen uzun ola!" (diyerek) vurur. Eğer o kimse uykudan uyandığı vakit Allah'ı
Zikir ederse bir düğüm çözülür. Abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Namaz kılacak olursa bir düğüm daha çözülür ve gönlü rahat olarak sabahlar. Yoksa pis ve tembel olarak sabahlar."
(Ebu Davud)
"Ya Ebu Hureyre! Eğer hayatta iken, ölünce, mezarda ve yeniden dirilince Allah'ın rahmetinin seninle birlikte olmasını istiyorsan, geceleyin Allah rızası için kalk, namaz kıl.
Ya Ebu Hureyre! Evinin köşelerinde namaz kılarsan evinin aydınlığı gökte takım yıldızları gibi ve dünya halkı için de yıldız gibi olur.” (İmam-ı Gazali)
"Geceleyin kılınan iki rekattık namaz insanoğlu için dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha yararlıdır. Ümmetime zor gelmese iki rekat gece namazını üzerlerine farz kılardım." (İmam-ı Gazali
Sünnet-i seniyyenin her birinde pek çok faydalar, hikmetler bulunur
Sünnet-i seniyyenin her birinde muhakkak pek çok hikmet ve fayda bulunmaktadır. Bu hikmet ve faydaların bir kısmı bilinmekte, bir kısmı 14 asır sonra henüz anlaşılmakta, bazıları ise hala bilinmemektedir. Uyku sünnetlerini ve Resulullah'ın uyuduğu vakitleri araştıran bilim adamları bu adapların insanın fıtratına en uygun ve sağlık açısından en faydalı olduğunu açıklamışlardır.
Uzmanlar geceleyin Peygamber Efendimiz’in (asm) uyuduğu vakitlerinin % 200 verimli olduğunu bu vakitlerde 3 saatlik uykunun dahi 6 saate bedel olduğu için yeterli olduğunu açıklamaktadırlar. Kaylule uykusunun ise % 400 verimli olup yarım saat uykunun 2 saat kadar verimli olduğunu böylece -sünnete uygun olarak- uyuyan kişilerin hiçbir şekilde uykusuzluk hissetmeyeceklerini ifade etmektedirler.
Gece 3’ten sonraki –teheccüt vakti- vakitlerde ise uykunun verimi % 50lere düşmekte, ne kadar çok olsa da yeterli gelmeyecektir.
Görüldüğü üzere sünnet-i seniyye çerçevesinde bir uyku kişiyi gayet dinç, enerjik ve sağlıklı tutmaya kafi iken, sünnete muhalif olarak uyumak ise daha ziyade uyumaya sevk etmekte ve hiçbir şekilde verimli olmamaktadır. Bu mesele gecenin geç saatlerinde uyumaya başlayıp gündüz öğlene kadar uyusa da dinlenemeyen kişilerin durumunu da izah etmektedir.
Şunu da belirtelim ki; bir mümin için sünnet-i seniyyeye uymakdaki gaye elbette bu fayda ve maslahatları elde etmek değil, sünnetin nurundan istifade etmek, ihya sevabı kazanmak ve Allah'ın rızasına kavuşmak olmalıdır. Kaynak: https://www.sorusorcevapbul.com - Hangi vakitlerde uyumalıyız?
Allah’a emanet olunuz…
yasemin "10.2.2014 02:04" tarihinde demiş ki:
paylaşım için Allah ebeden razı olsun. Saygılar.