" Muhtelif "
Henüz yorum yapılmamış.
33 sayısının bir özelliği var mı?
Ahirette 33 yaşında olunması, tesbih sayılarının 33 olması, Ramazan ayının 33 senede bir yenilenmesinin bir hikmeti var mıdır?
Cevap:
33 sayısının birkaç meselede tevafuk etmesinin bilinen bir hikmeti yoktur. 33 sayısı hakkında gelen izahlar şöyledir:
Ka'b İbnu Ucre (ra) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (asm) buyurdular ki:
"Namazın takipçileri (muakkıbât) var. Onları her namazın peşinden söyleyenler -veya yapanlar- (cennet ve mükâfat hususunda) hüsrana uğramazlar. Bunlar otuz üç adet tesbih, otuz üç adet tahmid, otuz dört adet tekbirdir". (Müslim, Tirmizi, Nesai)
Nesai'nin Zeyd İbnu Sabit'ten (ra) yaptığı bir rivayette şöyle denmektedir: "Bu emredildiği zaman Ensâr'dan bir adam rüyasında görür ki bir kimse: "Bunu yirmi beş yapın, tehlîli de ilâve edin" demektedir. Sabah olunca bunu Resûlullah'a (asm) anlattı. Efendimiz: "Söylendiği şekilde yapın!" buyurdu".
İbnu Hacer, bu üç kelime ile ilgili muhtelif rivayetler geldiğini belirttikten sonra meselâ sübhanallah kelimesinin bazılarında 33, bazılarında 25, bazılarında 11, bazılarında 10, bazılarında 3, bazılarında 1, 70 ve 100 kere tekrarı tavsiye edildiğini; keza elhamdülillah kelimesinin de tekrar edileceği miktarla ilgili olarak 33, 25, 11, 10, 100 rakamlarının geldiğini; Lâilahe illallah kelimesiyle ilgili olarak da 10, 25, 100 rakamlarının geldiğini belirtir.
Zeynüddin el-Irakî: "Bunların hepsi güzeldir, bu miktarların artması Allah'ı daha da memnun eder" der.
Begavî, bu farklı rivayetleri şöyle bir te'ville cem' etmeye çalışır: "Muhtemelen bu rivâyetler müteaddit zamanlarda vârid olmuştur ve kişi içinde bulunduğu ahvâle göre, bu rakamlardan birini seçerek o miktarda tekrarda muhayyer bırakılmıştır".
Âlimler umumiyetle bu tembihattan her birinin otuz üçer defa yapılmasının efdal olduğunu söylerler. Tekbirden sonra Lailahe illallahu vahdehu lâ şerîke leh... denir ki bununla yüz tamamlanır.
Şunu da belirtelim ki, âlimler, hadiste gelen rakamlara riayet etmeli, ne eksik ne de fazla yapmamalı, aksi takdirde vaad edilen sevap aynen elde edilemez, biz göremesek de anlayamasak da bu miktarlarda bir kısmı hikmetler vardır, demişlerdir. Bazı âlimler, ziyade ve noksan kasden yapılırsa sevap hâsıl olmaz derken, diğer bazıları ziyadenin sevabı gidermeyeceğini söylemiştir.
Hadiste zikri geçen "tesbih"ten maksad sübhânallah kelimesidir, "tahmid"le elhamdülillah, "tekbir"le de Allahu ekber kelimesi kastedilmiştir. (Kütüb-i Sitte)
Tirmizi ve Nesâi de bu hadîsi az lafız farkıyla rivayet etmişlerdir. Anılan üç zikir her farz namazdan sonra onar defa okununca toplam yüz elli eder. Her hasenenin en az on kat arttırılarak mümin’in hayır defterine geçirileceği ayet ve hadiste sabit olduğu gibi burada da okunan yüz elli cümlenin bin beş yüz cümle olarak teraziye konacağı bildirilmiştir.
Yatağa girildiği zaman teşbih ve hamd cümlelerinin otuz üçer defa ve tekbir cümlesinin otuz dört defa olması durumu da Nesâî'nin rivayetinde belirtilmiştir. Toplamı yüz cümle olan bu zikir'de on kat arttırılmakla bine ulaşınca günlük zikir toplamı iki yüz elli eder ve on katı da bilindiği gibi, iki bin beş yüzdür.
Peygamber (asm): “Hanginiz günde iki bin beş yüz kötülük işler?” ifadesi ile bir müslümanın normal olarak günde bu kadar hata işlemediğine ve iki bin beş yüz hasenenin icabında bu kadar hatayı giderir durumda olduğuna işaret buyurur.
Sindi: 'Eğer kulun hataları varsa mezkûr hasenelerle giderilir. Şayet hataları yoksa veya az ise artan haneseleri onun derecelerinin yükselmesine vesile olur,” demiştir. (Sünen-i İbni Mace)
Bu teşbihlerin otuz üçerden doksan dokuz olması Esmai- Hüsna'ya (Allah'ın güzel doksan dokuz ismine) uygun düşmesi içindir. Namazlardan sonra yapılan bu teşbihlerin sonunda “La îlâhe îllallahu Vahdehu La Şerike Leh” denmekle teşbihlerin sayısı yüze çıkar ki Esma-i Hüsna'nın sayısı da bir rivayete göre yüzdür. Bir hadis-i şerifte: “Cennetin dereceleri yüzdür; Allah Teala o dereceleri mücahitler için hazırlamıştır.” buyrulduğundan gerek teşbihlerin ve gerekse Allah'ın isimlerinin yüz olması bu cennet derecelerine uygun düşmektedir diye bazı âlimler söylemişlerdir. (Zübdet’ül Buhari)
Cennete 33 yaşında girilmesinin hikmeti olgunluk yaşı olmasıdır
Muâz bin Cebel’den (ra) rivâyete göre, Rasûlullah (asm) şöyle buyurdu: Cennetlikler Cennete kılsız tüysüz sürmeli otuz veya otuz üç yaşlarında olarak gireceklerdir. (Müsned)
Kehl (cem'i kühûl): Otuz veya kırk ile elli bir yaş arasında olanlara denir. Dilimizde olgunluk yaşı olarak ifade edilir. Aslında ahirette herkes otuz üç yaşında olacağı için orada kühûl, süyuh gibi değişik safhalar mevcut değildir. Bu rivayet, hadisin vürûd ettiği andaki onların halini ifade eder. Bazı âlimler: "Bundan murad Müslümanlardan kehl olarak ölüp cennete girenlerin efendisi demektir. Onlar kühulun efendileri olunca cennet ehlinin efendileri olmaya evladırlar" demiştir. (Kütüb-i Sitte) Kaynak: https://www.sorusorcevapbul.com - 33 sayısının bir özelliği var mı?