" Kur'an-ı Kerim "
Henüz yorum yapılmamış.
Kur’ân Okuma ve Hatim Adabı
Her dil kendi alfabesiyle yazılıp okunduğu gibi; Kur’ân da kendi dili ile okunup yazılmalıdır. Kur’ân başka alfabelerle okunmaz. Kur’ân kendisi bir mucize olduğu gibi Arapça yazılışı da bir mucizedir.
• Kur’ân okumak niyeti ile abdest almak.
• Kur’ân okumadan önce misvaklanmak. Hz. Ali’den rivâyetle Peygamber Efendimiz: “Ağzınız Kur’ân yoludur. Onu misvakla temizleyiniz” buyurmuştur.
• Kur’ân, temiz elbise ile temiz, güzel ve nezih yerlerde okunmalıdır.
• Mümkünse diz çökerek kıbleye yönelmeli sükûn, huşu’, huzur ve vakarla okunmalıdır.
• Yapılan cümle günahlardan tevbe istiğfar edilmeli ki temiz ve günahsız bir dille ibadet edilsin.
• Kurân’ın Allah kelâmı olduğunu düşünmeli ve Allah’a teveccüh, ta’zim ve hayâ ile okumaya çalışılmalıdır.
• Kıraatten önce Eûzü besmele çekilmelidir. “Kur’ân okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın!” (Nahl, 98)
• Surelerin evvelinde besmele çekilmelidir. Ulemanın kahir ekserisine göre besmele bir ayettir. Besmele terk edildiğinde hatmin bir kısmı terk edilmiş olur.
• Kur’ân, belirli bir tertîl üzere okunmalıdır. “Kurân’ı tane tane, yavaş yavaş, manalarını canlandırarak, dinleyenlere anlatır bir tarzda oku!” (Müzzemmil, 4) İbn-i Mesud da şöyle der: “Kur’ân’ı okurken çürük hurma gibi dağıtıp açmayın, şiir okur gibi de okumayın, ibret verici ayetlerde durun. Kalpleri onunla harekete geçirin. Gayeniz sureyi bitirmek olmasın!”
• Kur’ân, manaları düşünerek okunmalıdır. “Kur’ânı düşünmüyorlar mı?” (Nisa, 82); “(Bu Kur’ân), çok mübarek bir Kitabdır. O’nu sana indirdik ki ayetlerini düşünsünler.” (Sad, 29)
• İhtar, tehdit, gadab, azab ve müşriklerin itirazlarını ifade eden ayetler, sesi hafifleterek hazin tavır takınarak okunmalıdır.
• Rahmet, ikram, müjdeyi ifade eden ayetler, sevinç ve süruru ifade eder bir tarzda sesi artırarak okunmalıdır.
• Emir nehiy ayetlerini okurken emre uymaya, nehiyden kaçmaya azm ile niyet edilmelidir.
• Mev’ize (nasihat) ayetlerinden öğüt almaya, kıssa ve haberlerden ibret alınmaya çalışılmalıdır.
• Nimet ve ihsan ayetlerinde hamd ve şükür edilmelidir.
• Tesbih ayetlerinde “Sübhânallah”, müjde ayetlerinde “Allahümme’rzuknâ”, korku ayetlerinde ise “Neûzü Billah” denmelidir.
• Kur’ân okurken hüzün ve huşu içinde mümkünse ağlamaklı bir sesle okunmalıdır. “Ağlayarak çeneleri üzerine kapanırlar.” (İsrâ, 109) Müslim’in rivayetinde İbn-i Mesud’un Peygamberimiz’e (asm) Kur’ân tilavetinde Peygamberimiz’in (asm) gözlerinin yaşardığını ifade eder.
• Ezberden Kıraat eden kimse çıkaramadığı yerde bir önceki ayeti okuyup susmalıdır. Yandakine “Bu nasıldı?” dememelidir. O kimsenin zihnin karışmasına sebep olur. Başka kimsenin ikazı ile hatırlarsa devam eder.
• Başkaları ile konuşmak için kıraati kesmek mekruhtur. Başka bir kelâm Allah kelâmına tercih edilmemelidir.
• Kıraatte esas olan, Mushaf’ı tertibi üzere okunmalıdır. Yani Fatiha’dan başlayıp Nâs’a doğru okunmalıdır. Sahâbe-i Kiram bazı ayetleri okuyup diğerlerini bırakmayı veya birini bırakıp diğerine başlamayı kerih görmüşlerdir.
• Bir kıraat şeklinden diğer kıraat şekline geçilmemelidir.
• Kur’ân okunurken onu dinlemek, sünnettir. “Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size rahmet edilsin!” (A’râf, 204)
• Kur’ân’da 14 secde ayeti vardır. Bu secde ayetleri okunduğunda tilâvet secdesi yapılmalıdır.
• Kur’ân okurken en uygun kıraat vakitleri tercih edilmelidir. Bu vakitleri, namazda, geceleyin, ikinci gece yarısı, akşamla yatsı arası olarak sıralayabiliriz.
• Kur’ân kıraati güzel sesle süslenmelidir.
• Kurân’ı tefhimle yani erkek sesi ile (kalın) okumak.
• Kurân’ı riya veya gurura sevk edecek sebepler yoksa sesli okumak daha efdaldir. “Allahu Teâlâ Kurân’ı Resûlüne güzel sesle, cehren okumasına izin verdiği kadar, hiçbir şeye izin vermemiştir.” (Buhârî, Müslim)
• Kurân’ı yüzünden okumak ezbere okumaktan daha faziletlidir. Çünkü mushafa ve ayetlere bakarak okumak, makbul bir ibadettir.
• Her dil kendi alfabesiyle yazılıp okunduğu gibi; Kur’ân da kendi dili ile okunup yazılmalıdır. Kur’ân başka alfabelerle okunmaz. Kur’ân kendisi bir mucize olduğu gibi Arapça yazılışı da bir mucizedir. Kur’ân-ı Kerîm’in dili yine Kurân’ın bildirdiği üzere apaçık bir Arapçadır. O’nda ne bir anlatım bozukluğu, ne bir eksik ne bir kusur bulunmaz. Kur’ân apaçık bir Arapçadır. (Nahl, 103)
• Ayrıca: Kur’ân, insanlar için gönderilmiş bir hidayet kitabı olmakla birlikte aynı zamanda bir edebiyat şaheseridir. Onda, i’caz, îcaz, hakîkat, mecaz, kinâye, istiâre, teşbih, bedî’ ve diğer edebî san’atlar vardır. Bu sanatlar Arapçanın sarf ve nahiv kuralları ile bilinir. Başka bir alfabe ile ve dille yazılıp-okunduğu zaman bu sanatlar kaybolur. Ayrıca i’caz ve îcaz kaybolduğundan murad-ı İlahide anlaşılmaz.
• Duha suresinden itibaren Kurân’ın sonuna kadar her sure arasında tekbir getirilmelidir.
• Hatim bittiğinde mümkünse bütün aile, akraba, arkadaş vb. gibi yakınları toplayarak beraberce dua edilmelidir.
• Hatim bittiğinde hemen zaman geçirmeden yenisine başlanmalıdır. “Allaha yapılan amellerin en sevimlisi, Kurân’ı baştan sona kadar okuyup bitirince hemen yenisine başlamaktır.” (Tirmizî) Kaynak: https://www.sorusorcevapbul.com - Kur’ân Okuma ve Hatim Adabı
Yazar: Zeynelabidin YILDIRIM
kuran okuma adabı
,
hatim adabı
,
kuran okuma
,
kuran
,
kitaplar
,
abdest
,
ayetler
,
kıraat
,
misvak
,
niyet
,
besmele